Burcu Eken, Radyo Gol’de hafta sonu 10.00-12.00 saatleri arasında dinleyici ile buluştuğu Fiesta adlı programın bu haftaya özel olarak İzmir’den gerçekleştirdi. Eken’in Türk futbolunda mühim bir yeri olan İzmir takımlarında görev alan önemli kişilerle yaptığı röportajlarından biri İzmir’in köklü ekiplerinden Karşıyaka Spor Kulübü Teknik Direktörü Soner Tolüngüç ile olandı… Şimdi sizleri Fiesta programı farkıyla gerçekleşen Soner Tolungüç ile Burcu Eken röportajına götürüyoruz;
Birçok kulüpte forma giydiniz, Zeytinburnuspor’a gidelim amatördeler durumları kötü neler söylemek istersiniz?
İki sene futbol oynadım İstanbul’un küçük ilçesi olsa da değerli… Emre Belözoğlu çıkmıştır birçok oyuncu daha sayabiliriz. Futbol ekonomiye dayandığı için çember daraldı, Süper Lig’de büyük takımlara bakıldığı zaman oyuncu sirkülasyonu daraldı kendi oyuncularımıza şans bulamadığımızı ve kulüplerimizi çok etkilediğini görebiliyoruz. Türk futboluna bizlerin sokaklardan geldiğini ya da içimizdeki o futbol sevgisini fedakarlıkla çalışarak iyi yerlere gelmek ve hedefler koyarak gelmek… Kulüplerin öz kaynaklarına dönerek oyuncu yetiştirmelerini sağlamak lazım. Zeytinburnuspor Süper Lig’de çok kez oynamasına rağmen kalıcı olamadı. Doğru eğitimcilerle birlikte Türk oyuncularına yönelmeleri lazım.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir Spor Çalıştayı yapıldı, bu çalıştayın sonucunda güzel gelişmeler olur mu, ne düşünüyorsunuz?
Umutlu muyuz dersek bunun çok sık tekrarlanması lazım teşhis ve tedaviyi doğru şekilde uygularsanız özellikle şehirlerimizdeki yerel yönetimlerle beraber bu çalıştay içine dahil edilerek bu projenin iyi denetlenmesi iyi bir atılım olacak gibi görünüyor. Bir işi ehline verirseniz gözünüz arkada kalmaz. İnsanın rengi dini, dili ne olursa olsun doğru işler yapan insanı orada kullanmak, onunla devam etmek lazım.
Trabzonspor’da Ünal Karaman ile forma giydiniz, nasıl buluyorsunuz şu anki durumu? Transfer yasağı olmasaydı altyapıya yönelirler miydi?
Yönelmezlerdi, baktığımızda son yıllarda Trabzonspor hep yarışmacı bir takım kimliğinde çıkıp sezon içinde ekonomik zorluklarla boğuşan bir takımdı. Şampiyon olduğu yıllara bakarsak bizden önceki jenerasyonda hep Trabzon ve civar illerdeki oyunculardı demek ki kendi evlatlarıyla çok şeyleri başarmışlar. Ünal oranın dokusunu çok iyi bilen bir hoca, orayı çok iyi tanıyor. Ünal hocayla yola çıkmaları çok doğruydu ve meyvelerini yavaş yavaş aldılar. Önemli olan bu kadroyu ellerinde tutmalarıdır, bu yıl olmasa da gelecek yılda Trabzonspor şampiyonluğun en büyük adaylarından olacak.
Ünal Hocanın ayrılışında bir duygu seli yaşandı. Bu durumun tribün – halk tarafındaki sebebi neydi?
Trabzonspor’a yıllarca hizmet etmiş bir insan dolayısıyla duygusal bir insan böyle bir fikir ayrılığı futbolun içerisinde var yönetim ya da başkanla böyle bir ayrılık olabilir. Ekibi kaldı kendisi ayrıldı dolayısıyla böyle bir bilinmezlik var ortada tabi ki futbol ile siyaset çok yakın,her iki tarafında yıpranmadan kulübü de yıpratmadan sessiz bir ayrılık oldu. Ünal Hoca da kafasında daha iyisi için yapmış olduğu bir takım şeyler yapmak istemiştir ama olmamıştır.
Hüseyin Çimşir ile olan değişimi nasıl yorumluyorsunuz?
Hazır yürüyen bir sistem var, kadro var. Hüseyin de tecrübeli bir kardeşimiz yıllardır yardımcılıklar yaptı görebiliyoruz başarılar diliyoruz kolay değil camialarda liderlik yapmak. Sakin olursa bir ağabeyi olarak tavsiyem iyi şeyler olabilir.
Galatasaray’da da uzun uzun yıllar forma giydiniz en aklınızda kalan şeyler neler?
Bir büyük camia Trabzonspor’dan bir büyük camiaya gelmek… Biz o sene Trabzonspor’la ikinci olmuştuk, Galatasaray ile flört ederken başımızdan Okan Buruk olayı geçti Galatasaray’ı tercih etme sebebim şampiyonlar ligine de oynamaları. Grubumuzdaki Barcelona ve Monaco’ya karşı önemli oyuncularla karşı karşıya oynadık. Üç yabancımız vardı kadromuzda çok iyiydi, iyi bir takımdık. İlk senemizde şampiyon olduk. İlk yıl çok iyiydi ikinci yıl ağır bir sakatlık geçirdim ve uzun sürdü tedavi gördüm. Yine şampiyon olamadık, İskoç bir hoca gelmişti, enteresan bir hocaydı.Karşıyaka’ya kiralık geldim iyi bir sezon geçirdim. 96 yılının sonunda Galatasaray’dan ayrıldım 4 yıl Galatasaray’da serüvenim var. Sonra futbol hayatımızın sonlarına geldik Galatasaray bizim için çok önemli. Mali yapı dev çınarları istenmeyen yerlere getirebiliyor Karşıyaka inşallah eski günlerine gelecek.
Hazır konusu açılmışken Türkiye’de ilk tudor belgesi alan teknik adamlardansınız neden daha büyük kulüpleri değil de Karşıyaka’yı tercih ettiniz?
Hep bekledim, Milli Takımlarda da çalıştım oyuncu gözlemledim ve çıkardım Karşıyaka’da bu ikinci dönemim. Onların coşkusu beni heyecanlandırıyor. Yine bize görev düştü sorgulatmadan geldik. Karşıyaka amatöre de düşse yine gelir çalışırım, önemli olan bunu hissetmek benim ayrı bir gönül bağım var bu camiayı çok seviyorum.
Büyük camialar derken yurt dışında bir takım ya da 4 büyüklerden bahsettik, yanlış da anlaşılmasın. Hocam peki şu anda 3.ligde bir Karşıyaka Spor Kulübü var. Ligdeki durumunuz nasıl?
Transferimiz kapalı, alt yapıya yönelip öz kaynaklarımızdan çıkardığımız oyuncularla mücadele ediyoruz. Mutlaka bir gün açılacak. Tesis konusunda, stat konusunda Karşıyaka maalesef biraz geride kaldı neye bağlarız bilemiyorum. İlk temeli atılan Karşıyaka Spor Kulübü ama stadı olmayan tek takım biziz. Bu ülkeye ne kadar tesis kazandırırsanız o kadar çok oyuncunun çıkması demektir inşallah ağır giden yapıda hızlanıp İzmir’e bu renk katılacaktır diye düşünüyorum.
İlerleyen süreçte bu stat konusu medyada yer alacak gibi görünüyor…
Evet görünüyor.
Teknik adamların atandığını mı düşünüyorsunuz?
Hiçbir kulüp başkanı kendi hocasını seçemiyor bunu herkes de biliyor yani! Her 4 maçta bir teknik adam değiştiren kulüpler var. Baskı ve bir telefonla antrenör işinden olabiliyor. Mutlaka birine ihtiyacınız var. Almanya’da bir siyasetçi arayıp da ‘Frankurt kulübüne şu hocayı alın’ demişler midir hiç ama bizim ülkemizde bu oluyor. Maçlara, sonuçlara göre hareket edilmesi istikrarın olmaması, çok antrenör olup az takım olması ve insanların acımasız olması bunun kolaylığını getiriyor. Belge almadan da hocalık yapan oyuncular var… Sevk, idare, bilgi, yönetim bu çok önemlidir. Maalesef bu ülkede eğitim almadan, kendini yetiştirmeden direkt sahaya çıkıp teknik adamlık yapan kardeşlerimiz var onlara tavsiyem; önce eğitim!
Trabzonspor’da lakabınız ‘Büyük Soner’ idi sonra ‘Kasap Soner’e döndü…
Okan Buruk’u çok çok başarılı buluyorum, doğru bir eğitim doğru bir hazırlık Okan da buna uyuyor. Galatasaray ile anlaştığımız bir zamandı olmadı böyle bir kısmetsizlik olduk daha sonra tabiki aynı takımda oynama şansı yakaladık başarılı bir kariyer geçirdi.
Başakşehir iyi bir takım, hem Avrupa’da hem Lig de başarı diliyorum Başakşehir iyi bir takım.
Büyük camiaların krizleri yönetememelerine ne diyorsunuz?
Saha içerisindeki problemlere yönetim dahil olduğu zaman bazı problemler olabiliyor. Ekonomik şartlar büyün kulüpleri vurdu. Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı kadrodan verim alamadı ligde de geriye düşmesi, camia içerisinde oyuncularla olan ilişkiler dışarıya çok yansıdı. Arda Turan konusunda krizler oldu. Burak Yılmaz konusunda da bu yaşanmıştı Arda Turan süreci gibi, sonra kabul oldu. Her şey demek ki saha içerisindeki performansa dayalı.
Arda Galatasaray’dan giderken para kazandırmış bir oyuncu alt yapıdan yetişmiş bir oyuncu. Yönetimin de bu konu hakkında kendine göre bir tutumu var. Bence bu yine hafif bir suni gündem olarak kalmasından yanayım geçiştirerek Galatasaray’ın önüne bakması lazım. Dolayısıyla iyi de bir kadrosu var.
Euro 2020 var Milli Takımımızı nasıl buluyorsunuz?
Diğer beş ülke gibi çok istikrarlı değiliz iyi bir jenerasyon yakaladığımızda iddialı oluyoruz. Yusuf ve Merih’in yerini dolduracak yetenekli ve genç oyuncular vardır. Şenol Hoca iyi analiz eden bir teknik adam, aradaki makas çok kapandı oyuncu – fizik kalitesi anlamında ülkemiz geri kalıyordu şimdi o kapandı. Yetenekli ve geniş bir kadromuz var.
Futbol ve basketbol olarak Ufuk Sarıca ile bir araya geliyor musunuz maçların heyecanını paylaşıyor musunuz?
Biz de basketbol maçlarına gidiyoruz, burada Efes maçını kaybettik. Karşıyaka çok iyi bir dönüş yaptı, Karşıyaka’nın bir spor kültürü var burada. Karşıyaka’yı sevenler her hafta dolu dolu heyecan yaşıyor. Zaman zaman bir araya geliyoruz, heyecan devam ediyor.
Camiaya bir mesajınız var mıdır?
Onlar hiçbir zaman umutsuz olmasınlar, Karşıyaka büyük bir camiadır, her şeyin üstesinden gelecek kapasitesi vardır. Birkaç kişinin ya da birkaç insanın Karşıyaka’ya kötülük yapması onun değerini kaybettirmez. Onlar Karşıyaka’ya ait olduklarını hissetsinler. Biz yokuz diyerek burası yansın mantığıyla hareket ederlerse hiçbir şey olmaz. Karşıyaka’da bu bütünlük ve destek olduğu sürece her zorluğun altından kalkılacaktır. Transfer açıldığı zaman Karşıyaka’nın da önü açılacaktır.
Burcu Eken – Fiesta